Yağmurlu bir sonbahar sabahının ayazında, henüz ekimin başında bitmek bilmeyen bir yolculuğun yapayalnız öznesiydim. Buğulu bir cam kenarında ruhumun ellerinle boğuluşuna şahit oluyordu bütün otobüs. Uzun uzasıya anlatıyordum derdimi kendime. Yaşanacak onca anı varken belki de, yapayalnız öznesiydim yolumun. Derdim, öznemde gizlemeye çalıştığım sıfatımdı. Bir buğulu cam biliyordu baş ucumdaki bir de yollar. Öznene olan özlemimi bir ben biliyordum bir de yalnızlığım. Yollara olan nefretimi bir ben biliyordum bir de buğulu camlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder