Şu halimi görsen acırdın bana. Bir ayyaş gibi sokaklarda, elimde bira, kulağımda Ahmet Kaya. Her yudumda kum gibi ezip geçiyordun üstümden, her yudumda aklıma kendine iyi bak deyişin geliyordu. Ağladıkça bir sigara daha yakıyordum ardından penceresiz kaldığım gönül evimin yakamoz dolu bir gecesinde. Senin ise bundan haberin bile yoktu. Sen benim neden ağladığımı, sen benim neler çektiğimi nereden bilecektin. Ben, bir bebek özleminde seni arayacaktım her gece ve sen bunu asla bilemeyecektin. Ben her gece Mecnun olacaktım, sen bilemeyecektin.
27 Haziran 2017 Salı
19 Haziran 2017 Pazartesi
İki Çay Söyledim.
Sahil kenarında bir çay ocağında otururken görmüştüm seni. Sonra iki çay söyledim biri bana biri gülüşüne. Öyle güzel gülmüştün ki boyama kitaplarında bile görmedim böylesini. Bak boyama kitapları diyorum, hayallerimin bile ötesindeydin benim. Çaya iki şeker atmıştın sen de benim gibi. İçtik çaylarımızı sen hala gülüyordun. Seslendim hemen "abi bize iki çay daha". Çaylar tazelendi sen hala gülüyordun. Adını soramadım o an, zaten aklıma da gelmemişti yalan yok. Ya da gelmişti de aklım mı başımdan gitmişti inan haberim bile yok. Bir kere gülmüştün yanımdan geçerken. O'ndan öncesinin hiç bir önemi yok.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)