28 Aralık 2016 Çarşamba

Karanlık Bir Oda Boş Bir Tavan

Tik tak tik tak. Karanlık bir oda, boş bir tavan. Genişçe bir yatak ama yalnızdı adam. Oysa en az iki yastıkla yatardı, bir battaniye bir de yorgan. Tik tak tik tak. Altı kapılı gardırop, perde çekili camlar. Sevgilisine sarılarak uyurdu adam. Biraz dağınık yatak bir battaniye bir de yorgan. Tik tak tik tak. Geçen zaman gelmeyen uyku. Bitmeyen gece oda hasret dolu. Ve adam yalnızlıktan huzursuzluğa, uykusuzluğa mahkum oldu.

23 Aralık 2016 Cuma

Akıp Giden Tek Şey Zaman Değilmiş, Anladım.

Bundan daha kötüsü olmaz derken cehennemi yaşattılar bana. Öyle içten yanıyor ki yüreğim, öyle acıyor ki içim, tarifsiz. Beklemekten, sabretmekten en çok da çaresizlikten yoruldum. Akışına bıraktım önce olanı biteni. Fakat geç farkettim. Akıp giden tek şey zaman değilmiş, anladım. Sevgimi götürmüş benden. Sevdiklerimi, en kötüsü heveslerimi götürmüş. Ne kadar zorluk varsa vurmuş sahilime. Akıp giden tek şey zaman değilmiş, anladım. Hasret getirmiş, kırgınlık, yorgunluk getirmiş. Öylece akışına bıraktım zamanı. Ama anladım. Ne akıp giden tek şey zamanmış ne de eskisi gibi olurmuş zaman. Onca yokluk başıma gelince anladım.

22 Aralık 2016 Perşembe

Yüzümdeki Gülümsemenin Mimarı Olmuştu Gözlerin.

Güldürdün beni sana her bakışımda ve sevdirdin içten içe, bir nakış işlermişçesine yüreğime. Yüreğim göğsüme sığmıyordu, aklımsa çoktan terk etmişti başımı. Zaman senden yana işliyordu ve her geçen saniyede daha çok aşık oluyordum sana. Her sesinde, her bakışında ve her nefesinde sevdim seni. Yüzümdeki gülümsemenin mimarı olmuştu gözlerin. Ve ben, aldığım her nefeste senin kokunu özledim.

21 Aralık 2016 Çarşamba

Saki de Sen Olacaksın Sarhoş da Sen.

Üzümden şarap yapıp yıllandırmak lazım aşkları. Öyle oldu bittiye gelecek iş değil bu. Önce tohumunu ekeceksin sevdanın toprağa. Sonra ihtiyacı kadar ilgi göstereceksin. Her gün biraz daha yeşerecek yaprakları gün doğumunda. Her gün biraz daha güzelleşecek dalları. Çiçeklenecek etrafın yavaş yavaş birer birer. Her gün biraz daha seveceksin sevdanı. Sonra meyve vermeye başlayacak zamanı gelince. Toplayacaksın birer birer dalından özene bezene büyüttüğün aşkı. Tadına doyamayacaksın sevmenin. Yeterince sabredebilirsen eğer ve çürük yoksa tohumunda, elinde sonunda tadacaksın aşkı. Şarap da sen olacaksın elbet şarapçı da sen. Saki de sen olacaksın sarhoş da sen.

18 Aralık 2016 Pazar

Bütün Hüzünlerim Var Olmayışına

Kırılmış, incinmiş heveslerime, yaşayamadıklarıma ve en çok da içimde yaşatıp ölü doğmuşlarıma. O kadar tırmanmışken tutunamayıp düşmeme. O kadar yürümüşken bir arpa boyu ilerleyemeyişime. Yitip gidenleri geri döndüremeyişime. Ne kadar çabalarsam çabalayayım olmayanlara. Bütün hüzünlerim var olmayışına.

16 Aralık 2016 Cuma

Dopdolu Hayatı Bomboş Yaşamak.

Belirsizliğin tavan yaptığı çatısız bir evde dört duvara sıkışıp kalmak, gökyüzündeki sonsuz yıldızın içinde ayın karanlık yüzünde yaşamak. Gidilebilecek o kadar yol, seçilebilecek o kadar seçenek varken olduğun yerde sus pus kalakalmak. Ne yapacağını bilememenin verdiği çaresizliği iliklerine kadar hissetmek. Varlık içinde yok olmak, yokluk içinde varlık karmaşasına girmek. Özetle dopdolu hayatı bomboş yaşamak. O kadar belirsizliğin, bilememenin içinde bilmek istemediğim halde tek bildiğim bu.

9 Aralık 2016 Cuma

Gökyüzünde Bir Uçurtma.

Gökyüzünde bir uçurtma. 
İpleri karman çorman. 
Ne zaman kafamı kaldırıp da bakmaya kalksam. 
Güneş alır gözümü. 

İpleri dolanır havada birbirine. 
Rüzgarla sarmaş dolaş. 
Ne zaman rüzgara karşı koşmaya başlasam. 
Toz toprak alır gözümü. 

Gökyüzünde bir uçurtma. 
Yeryüzü dimdik uçurum. 
Ne zaman çözmeye kalksam ipleri. 
Bir gözüm hep uçurumun kıyısında.

Yeryüzünde bir adam.
Uçurtma uçurmak sevdası.
Ne zaman ipleri eline alıp salsa uçurtmayı havaya.
Dünyası karman çorman.